Beni Gördün mü Anne? Bebeklikte Duygusal Aynalama
Bir bebek dünyaya geldiğinde yalnızca beslenmeye değil; görülmeye, dokunulmaya ve duygularının yansıtılmasına da ihtiyaç duyar. Bu ihtiyaç, çocuğun gelişimi için en temel ihtiyaçlardan biridir. Özellikle yaşamın ilk yıllarında annenin bebeğine duyguları aynalaması ve onu “gördüğünü” hissettirmesi oldukça önemli bir süreçtir. Peki, bebek annesinin gözlerinde kendini nasıl görür? Bu sorunun yanıtını “ayna işlevi” kavramıyla açıklayabiliriz. 1. Annenin Yüzü Bir Ayna mıdır? Donald Winnicott’un da söylediği gibi, bir bebek kendisini ilk kez annesinin gözlerinde tanır. Anne, bebeğin duygularını yansıtan bir ayna işlevi görür. Bebek ağladığında annesi de üzülür, gülümsediğinde annesi de gülümser. İşte bu duruma “ayna işlevi” denir. Buradaki aynalama yalnızca
Tek Doz HPV Aşısı Yeterli Mi?
Rahim ağzı kanserinin nedeni nedir? Rahim ağzı kanseri 2000’li yılların gelmesiyle beraber önemli bir konuma ulaştı. Çünkü Human Papilloma Virüsü (HPV) adı verilen ve 200’den fazla tipi bulunan virüsün bazı tiplerinin yarattığı kalıcı enfeksiyonun rahim ağzı kanserine neden olduğu öğrenildi. Kalıcı HPV enfeksiyonu rahim ağzı kanser çeşitlerinin %95’ten fazlasının etkenidir. HPV ile ilgili bu durum hem rahim ağzı kanseri taramasında hem de bu virüse karşı bağışıklığın sağlanması konusunda alışkanlıkların değişmesine yol açtı. Günümüzde HPV aşıları bağışıklığın sağlanması konusunda ciddi etkinlik sunmaktadır. HPV aşısının uygulanma yaygınlığı nasıldır? Aşılama yoluyla bir kanserin önlenebilmesi fikri Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) gibi koruyucu sağlık hizmetlerinin
Deprem Korkusu Yaşayan Annelerimize…
Sevgili Elika anneleri ve anne adayları, Sevgili annemiz, deprem gibi doğal afetler kişilerin hayatlarını olumsuz etkiler. Kişinin ailesini, yakınlarını, çevresini hatta toplumu da içerisine alan çok kapsamlı ve korkutucu bir özelliğe sahiptir. Depreme maruz kalmadan da yaşayabileceğiniz bir korku ve kaygılanma olabilir. Yaşanılan depremde kendinizde farklı korkular hissettiğinizi gözlemleyebilirsiniz. Karanlık korkusu, yalnızlık korkusu, uyku bozukluğu, bebeğiniz için endişelenmek gibi hisleri doğal karşılamalısınız. Şok hali içinde olmak, endişe-korku-panik duyguları yaşamak, sürekli depremle ilgili konuşma ya da içe kapanma isteği, bedensel şikayetler (ağrı, bulantı, uyuşukluk vb.), uyku problemleri, aşırı enerji ya da yoğun yorgunluk, halsizlik hissi, istemsizce aklınıza depreme dair görüntüler-sesler
Yatağınızı Ayırmayın
Anneannemin uzun yastıkları vardı eskiden, yeni evlenecek kızların ilk çeyizlerinden biriydi. Hatta düğünü tebrik etmeye giden kişiler “ Allah bir yastıkta kocatsın “ diye dua ederlerdi. Tek kişilik yastıklara ise “ Küstüm Yastığı “ denilirdi. Küsenler yastıklarını ayırsın ama asla yataklarını ayırmasın derdi anneannem.Evliliğin temel kurallarından biridir, birlikte yatmak. Çiftlerin hem duygusal hem de bedensel olarak birbirlerine yakın olabilmelerinin yoludur. Seanslarımda bir çok çiftin aile öyküsünü alırken, ya kendi anne ve babalarının ya da şu anki evliliklerinde çiftlerin sıkça yatak ayırdıklarını, hatta uzun yıllar çocuklarıyla birlikte yattıklarını öğreniyorum. Unutmayınız ki çocuklarınız kadın- erkek olmayı, anne- baba olmayı, karı- koca
Ergenlik Dönemindeki Erkek Çocuklar
Ergenlik döneminde gencin bedeni hızla büyürken, ruhsal olgunlaşma daha yavaş geliştiğinden bu duruma uyum sağlarken davranışlarında tutarsızlık, duygularında değişiklik görülür. Hormonlardaki değişim cinsel dürtülerde artış, cinsel organlarda büyüme ile bunalan genç kendisi için yabancı olan bu duruma uyum sağlamakta zorlanır. Bir yandan büyümek için sabırsızlanırken bir yandan da çocuk gibi davranır.Özellikle bu dönemde değişen cinsel organlarını merak etmesi ve cinsel dürtüleri ile nasıl baş edeceğini bilememesi pek çok yanlış davranış geliştirmesine neden olur. Bu nedenle çocuklarınızla yaşlarına uygun , yargılamadan, suçlamadan, sakin ve doğru cinsel bilgi vermelisiniz. CİNSEL BİLGİYİ AİLE VERMELİ “ Oğlum 15 yaşında , bir arkadaşı ile
Cam Fanusta Yaşayan Çocuklar
“Büyümek istiyorum artık, sorumluluk almak istiyorum, bana bir bebekmişim gibi davranmanızdan nefret ediyorum. Şimdiye kadar benim yatağımı siz topladınız, okul servisine siz bindirdiniz arkamdan çoğu zaman takip ettiniz, hatta bazen okula gelip öğlen yemeklerimi yiyip yemediğimi kontrol ettiniz. Dershane güvenli değil diye, öğretmenlerimi eve getirdiniz. 16 yaşındayım, hala ne yemem gerektiğine, ne zaman yıkanacağıma, hatta banyoda kalacağım zamana bile siz karar veriyorsunuz, Arkadaşımda kalmaya gidemiyorum, çünkü ailesini tanımadığınızı söylüyorsunuz. İyi de benim 4 yıllık arkadaşım, ailesini tanıma zahmetine hiç girmediniz ki… Çünkü hep çok meşgulsünüz, arkadaşımın anne babasını bir kez bile davet edecek ya da onlara kahve içmeye gidecek
Beslenme Savaşları: Emzirme Zorunluluğu Psikolojisi
Anne sütü, bebeklerin ilk beslenme ürünü… Besleyicilik açısından her ne kadar zengin olsa da her bebek anne sütünden faydalanamıyor. Emziremeyen annelerin iç dünyası ise bu noktada karışıyor. Annenin bebeğini ne kadar emzirdiği, hangi sıklıkta emzirdiği, sütünün kalitesi ve azlığı-çokluğu toplumsal olarak da konuşulup anneyi yoran bir hâle geliyor. İşte tam da bu noktada, anne sütü biyolojik bir olaydan çıkıp psikolojik bir kısma doğru yol alıyor. Birçok kadının anneliğiyle ilgili yetersizlik duygularını tetikleyen bu durumu konuşmamız gerekiyor çünkü bazen mama biberonuyla beslenen bir bebek, emzirme baskısıyla büyüyen bir annenin kırılgan psikolojisinden çok daha sağlıklı olabilir. 1. Psikodinamik Bakış: \"İyi Anne\"
Özgün, Özgür ve Yaratıcı Makyaj Stilleri
Makyaj, sadece güzellik için yapılan bir işlem değil; kişinin kendini ifade etme biçimidir. Renklerin, çizgilerin ve fırça darbelerinin bir araya gelerek ortaya çıkardığı bu sanat; özgürlüğün, özgünlüğün ve yaratıcılığın güçlü bir yansımasıdır. Kuralların dışına çıkmak, cesur olmak ve kendi tarzını yaratmak isteyenler için makyaj sınırsız bir dünya sunar. 1. Özgürlük: Makyajda Kendi Yolunu Seçmek Makyaj yaparken belirli kurallara uymak zorunda değilsiniz. İster canlı renkler kullanın ister sade tonlara yönelin, burada tek kural sizin kendinizi nasıl ifade etmek istediğinizdir. Klasik güzellik kalıplarını bir kenara bırakıp, kendi tarzınızı yaratmak sizin elinizde. “Makyajda özgürsün. Kuralları sen koyarsın, sınırları sen belirlersin.” 2. Özgünlük:
Ergenlik Dönemindeki Kız Çocuklar
Neden ergenlik diye bir şey var? 13 yaşındayım ve ergenlik hakkında pek bir şey bilmiyorum, annem de anlatmadı. Bir çok şeyi okulda arkadaşlarımdan öğrenmek zorunda kaldım. Adet olmayı, farklı duygular hissetmeyi onlardan örendim. İlk adet olduğumda kendimi büyümüş gibi hissedeceğimi zannetmiştim. Oysa ki öyle olmadı. Hala çocuk gibi hissediyorum.Neden duygularım bedenim gibi büyümüyor? Çok karmaşık. Düşüncelerim esip geçiyor, duygularım çabuk değişiyor, bazen çok mutsuz oluyorum, bazen de yerimde duramıyorum. Çabuk sinirleniyorum.Odamı toplamak istemiyorum, banyo yapmam gerektiğini bile annem hatırlatıyor, ama girince de çıkmak istemiyorum. Neden böyle kötü kokuyorum bilmiyorum. Ablamla çok kavga ediyoruz, ben onunla vakit geçirmek istiyorum. O
4 Mart Obeziteyle Mücadelede Milattır
Masanıza veya panonuza koyacağınız, örneğin “OBEZİTE HASTALIKTIR”pankartı o gün sizinle muhatap olan herkesin dikkatini çekecektir. Ya da sizler daha inovatif yöntemlerle, obez insanları kırmadan, üzmeden farkındalıklarını derinleştirebilir, hemen ertesi gün yardım almaya ikna edebilirsiniz. OBEZİTE HASTALIKTIR Kurumda, okulda, hastanede yöneticileri ikna edemediniz veya olanaklar yeterli değil, etkinlik düzenleyemediniz; 4 Mart’ta boş mu oturacaksınız? Elbette hayır. O gün tüm Türkiye’de yapılacak etkinliklerin sosyal medya aracılığıyla duyurulmasına destek verebilirsiniz. Masanıza veya panonuza koyacağınız, örneğin “OBEZİTE HASTALIKTIR” pankartı o gün sizinle muhatap olan herkesin dikkatini çekecektir. Ya da sizler daha inovatif yöntemlerle, obez insanları kırmadan, üzmeden farkındalıklarını derinleştirebilir, hemen ertesi gün yardım almaya