Yenidoğan, Yaşamla Duyuları Aracılıyla Tanışır

Dokunma:

Yenidoğan dokunmaya, acıya ve ısıya karşı duyarlıdır. Yanağına dokunursanız, başını çevirip meme arayacaktır. Bununla beraber dokunma duyusunun ilk beş ayda dudaklar ve dil dışında tam gelişmemiş olduğu belirtilmektedir.

Tat alma:

Bebeklerde tat alma duyusunun gelişmiş olduğu yapılan çalışmalarda görülmüştür. Bebeklerin farklı tatlara karşı farklı yüz ifadeleriyle tepki verdikleri bilinmektedir.

Koku alma:

Yenidoğan bebeklerin kokulara verdikleri tepkilerin yetişkinlerinkine çok benzediği bulunmuştur. Örneğin; muz veya çikolata kokusunun rahatlığa, çürük yumurta kokusunun ise, kaşların çatılmasına yol açtığı gözlemlenmiştir. Bebeklerin burun deliklerine hafif bir amonyak kokusu verildiğinde

Memelilerin çoğu için koku duyusunun ayrı bir önemi de vardır. Çünkü bu yolla anne ve bebek birbirlerini tanımaktadırlar.

İşitme:

Yenidoğanlar pek çok sesi işitebilmektedirler. Ancak bazı seslere karşı diğerlerinden daha duyarlı oldukları bilinmektedir. Ani ve kuvvetli seslere irkilmeyle yanıt verirler. Karmaşık ses ve gürültülere daha fazla tepki vermektedirler. Bunun yanında, insan konuşma seslerine karşı duyarlı

oldukları da bilinmektedir. Kendi annelerinin sesini, yabancı bir kadının sesinden ve kendi ana dillerindeki bir konuşmayı yabancı bir dildeki konuşmadan ayırt edebildikleri de bulunmuştur.

Görme:

Yenidoğanın duyuları arasında en az gelişmiş olanı, görme duyusudur. Göz kasları ve hücreleri, optik sinirler ve görmeyle ilgili diğer yapıların gelişimi; doğumdan sonra da sürmektedir. Bu nedenle yenidoğanların gözleri çok iyi odaklama yapamaz. Ancak yenidoğanlar yine de sahip oldukları görme becerilerini kullanarak çevreyi tanımaya çalışmaktadırlar.