Çay, hiç şüphesiz bu topraklarda sevilen en önemli içeceklerden biri. Hatta öyle ki temel ihtiyacımız olan su ile kapışır vaziyette. Öyle ki çay sevenlerden de öte bağımlılık derecesinde tiryaki olanları bile çoğunlukta. Düşünün nasıl demleneceği, ne şekilde hazırlanacağı bile tartışılır olmuş. Tabi her an elimizin altında ve hep hayatımızın içinde olan bu güzel bitkinin nasıl bir serüvenden geçtiğini de bilsek hiç de fena olmaz. Hatta yazımızda yer alan ilginç bilgiler, emin olun ki gözünüzde Çay’a daha da bir kıymet katacak. Gelin bu içimizi ısıtan içeceğe hep birlikte bakalım. Başlamadan önce bir hatırlatma yapmakta fayda var. Nasıl mı? Yazımızı okumadan önce tavşan kanı çayınızı hazır edin. Çünkü okudukça bir çay olsa da içsek diyebilirsiniz. Çayınız hazırsa başlayalım.

• Hepimizin bildiği gibi çay bitkisi, Karadeniz’e özel bir bitki. Karadeniz’in o muhteşem doğasında yetişen çay, bin bir zahmetle toplanıp bir sürü işlemden geçerek sofralarımızı süslüyor. Peki hiç düşündünüz mü? Bu bitki Türkiye’ye nasıl geldi? Neden Karadeniz’de yetişiyor? En önemlisi bu bitkiyi Türkiye’ye kim getirdi? Bu kişi, önemli bir ziraatçı olan Zihni Derin’dir. Onun vesilesiyle 1924 yılında Rize’de ilk çay ekimi başlamış. Buranın seçilme nedeni ise tabii iklimin elverişli olması.

• Dünya üzerinde çayın seveni oldukça fazla. Hal böyle olunca bir hayli sık tüketilmekte. Hatta o kadar çok tüketilmekteki sudan sonra en çok tüketilen içecek konumunda çay yer alıyor. Ayrıca hepimizin bildiği gibi çayın birçok çeşitli bulunmakta. Ama en çok tüketileni ise %75 oranında siyah çay. Bir diğer olarak çay sıcak içilir fikrini yerle bir eden Amerikalılar, çaya buz atmayı denemiş. Sonuç olarak oldukça ferah soğuk çay ortaya çıkmış. Lezzeti de seveni de çok.

• Peki bugün pratik şekilde kullanılan poşet çay fikri nasıl oluştu dersiniz.? Tabii bir satış şekli olarak Thomas Sullivan tarafından ilk olarak denenmiş. İlk zamanlarda çok rağbet görmese de sonrasında oldukça cazip hale gelmiş. Bugün ise hepimizin bildiği gibi vazgeçilmezler arasında yer alıyor.

• Bir diğer olarak çayın eski dönemlerde Avrupa’da zenginlik gösterisi olduğunu biliyor muydunuz? Yanlış duymadınız. Eskiden çok pahalı ve ulaşılması zor olan çay, sadece zenginlerin sofrasında bulunurmuş. Şimdi ise çay, yediden yetmişe herkesin sevdiği ve her bütçeye uygun olarak tüketiliyor.

• Çay bitkisinin zamanla ağaç şeklini aldığını ve bu ağaçtan da bir sürü faydası bulunan yağ elde edildiğini de söylemiş olalım. Ola ki çay değil de yağ elde etmek istenirse bu amaçla da çok rahat bir şekilde kullanılabilir.

• Bir başka detaya daha değinecek olursak ülkemizde yetişen çayın tadı, diğer bölgelerde yetişenlere nazaran daha farklı. Şöyle ki Türkiye’deki çay bitkisi, kar yağışından dolayı farklı bir lezzet kazanıyor. Bu da onu daha lezzetli hale getiriyor. Tamamen ülkemizin iklim şartlarına bağlı olarak doğal ve güzel bir tat kazanıyor.

• Son olarak belirtmek gerekirse çay, bazı hastalıklara da deva olmakta. Ellerinde siğil rahatsızlığı olan kişiler için tavsiye ediliyor. Ek olarak sağlıklı bir şekilde zayıflamak isteyenler için de yeşil çay tüketimi birebir.

Kübra Aktürk