Sevgi ve Emek Dolu Bir Yolculuk: Annelik
Annelik herkes için her koşulda sevgi dolu bir serüvendir. Başlangıçta pek çok korku ve endişe ile başlayan bu yolculuk bebeğinizi kucağınıza alana kadar sürer. Anneler onun pembe tenini ve ağlayan suratını görüp mis kokusunu içine çektikten sonra onun için yapamayacağı hiçbir şey olmadığını anlar. Bazen planlı bazen ise sürpriz bir biçimde anne olanlar bebeğin rahme düşüşüyle tüm varlığını hissetmeye başlar ve kendini anne olmaya hazırlar. 40 hafta olan bu serüvende sabırsızlıkla o duysa da duymasa da onunla konuşur, dertleşir. O da bir an önce sıcak kollarınıza kavuşmak için hızlıca büyür. Zamanın nasıl geçtiğini bilemezsiniz.
Ultrasonda ilk kalp atışını duyduğunuzdaki heyecanı hayatınızın hiçbir alanında tadamayacak olduğunuzu anlarsınız. Bu kalp ataşı bebeğinizin sizinle ilk iletişime geçme şeklidir. Size ben buradayım ve size kavuşmak için sabırsızlanıyorum deme biçimidir. Bu şekilde bebeğiniz ile o daha dünyaya gelmeden çok büyük bir iletişim kurmuş olursunuz. Bu iletişim beraber yaşayacağınız muhteşem günlerin habercisidir.
Tabi hamilelik sürecinde hele ki ilk çocuk ise çok afallarsınız. Ama onun için yapamayacağınız hiçbir şey olmadığı için uykusuz geçen günler, dayanılmaz mide bulantıları bile vız gelir. Ve beklediğiniz o gün kapıdadır. İlmek ilmek büyüttüğünüz bebeğiniz dünyaya gözlerini ve size kollarını açmıştır. Siz de onunla birlikte sanki tekrar doğuyor ve büyüyorsunuzdur. Onu gördükten sonra büyütürken çekeceğiniz sıkıntıların yanı sıra keyifli vakitlerin daha ağır basacağını anlarsınız. Ona yürümeyi, koşmayı, konuşmayı, gülmeyi öğretirsiniz. Gece gündüz demeden başına bir şey geldi mi? Acaba yemek yedi mi? Diye düşünmeden edemezsiniz. Bu süreç hiç bitmez. Aynı anne sevgisi ve emeği gibi.
Hepimiz annelerimize çok şey borçluyuz. Çünkü kimse bizi onlar kadar karşılıksız aynı zamanda koşulsuz-şartsız sevmemektedir.
Simge Gezen